16 Mayıs 2022 Pazartesi

SAKSIDA ÇİLEK

                                                           


ÇİLEKLİ EL BASKISI



1 Nisan 2022 Cuma

Geçmişten Bugüne Ramazan Etkinlikerimiz

Ramazan Her güne 1 Etkinlik Kartları 

 bilmeceler etkinlikerle uyumludur :)









Hergüne 1 bilmece
    

 1. Gün bilmecesi

 Akşam Çıkar güneşten korkar kaçar. (AY)

Geceleri fener, gündüzleri söner. (Yıldız)

2. Gün bilmecesi

Kalkan gibi korur diyor peygamberim / O ibadetin sonunda sağlık bulur bedenim (Oruç)

 

 

 

 

 

3. Gün bilmecesi

Güm güm eder kapımda uyandırır sahurda.(Ramazan davulu)

 

4. Gün bilmecesi

Gökyüzüne saç koydum / cümle âlemi aç koydum.(Oruç)

 

5. Gün bilmecesi

Zıddıdır küfür, bunca nimete bir tek o lazım olur. (Şükür)

 

6.gün bilmecesi

-Ramazan’da hangi et orucu bozmaz? (Niy-et)

7. Gün bilmecesi

İnci dizilerim var, patlarım olurum kar. Unum besleyicidir. Karnınızı tok tutar. (Mısır)

 

 

 

8. Gün bilmecesi

Dil ile verilir sadaka denilir

(Güzel Söz)

 

9. gün bilmecesi

Baldan tatlı, baltadan ağır,

Elde tutulmaz, çarşıda satılmaz,

Mendile konulmaz, tadına doyulmaz

(Uyku )

 

10. Gün bilmecesi

-Gece uyku böler gündüz güce döner Ramazan’da yenir bil bakalım nedir.(Sahur)

 

11. Gün bilmecesi

99dur 100 olmaz yuvarlaktır düz olmaz bunu bilmeyen müslüman olmaz(tesbih)

 

12. Gün bilmecesi

Sayıları beştir. Birbirine kardeştir. İslam dininin temelidir. Bilin bakalım bu nedir?( İslam'ın şartları)

 

13. Gün bilmecesi

Vakti var, abdesti var, rekatı var, secdesi var

(Namaz)

 

14. Gün bilmecesi

Duygular içinde pirdir

onsuz hayat zehirdir(sevgi)

 

 

 

 

15. Gün bilmecesi

Bilmece bildirmece el üstünde kaydırmaca

(sabun)

 

 

16. Gün bilmecesi

Yürür gider canı yok, boğazlasan kanı yok. Dünyaya can verir, ama kendisinin canı yok.

(Su)

 

17. gün bilmecesi

Tarlası beyaz , Tohumu siyah

Elle ekersin

Dille biçersin

(Kitap)

 

18. Gün bilmecesi

Bir kapaklı, çok yapraklı. İçinde tonla bilgi saklı.

(Kitap)

 

19. Gün bilmecesi

Ben onu tutarım o beni tutar sahur ve iftar peş peşe koşar. (Oruç)

 

20. Gün bilmecesi

Avuçlarının içindeyim

Allah'tan herşeyi sayemde istersin

Bil bakalım ben kimim

3 harfli bir kelimeyim

(Dua )

 

 

 

 

21. Gün bilmecesi

Gölge oyunlarının piri

Biri çok bilgiliyken

Çok cahildir diğeri

Güldürür herkesi

Komik halleri

(Karagöz Hacivat)

 

 

 

22. Gün bilmecesi

Yemek yiyip içmeyeceksin/kötü söz söylemeyeceksin/söyle bakalım sen kimsin? (Oruçlu)

 

 

 

 

23. gün bilmecesi

Gece uyku böler gündüz güce döner Ramazan’da yenir bil bakalım nedir.(Sahur)

 

 

 

 

24. Gün bilmecesi

Küçükler niyet eder bazen tutar bazen yer. (Tekne orucu)

 

25.gun bilmecesi

Ağzımı tuttum kalbimi açtım ezanı duydum orucumu açtım. (İftar)

 

26. Gün bilmecesi

-Niyet ettik tuttuk orucu terk ettik yemeği suyu gün boyu onu bekleriz o vakte biz ne deriz?(İftar vakti)

 

27. Gün bilmecesi

Bir geceyim 80 yıla bedelim Ramazan’ın 27’si Kur’an’ın sedefiyim.(Kadir gecesi)

 

28. Gün bilmecesi

Dertleri unutturur ,

Minikleri coşturur

 

(bayram =)

 

29. gün bilmecesi

Cici cici giyeriz

Şeker ikram ederiz

Elleri öperek para biriktiririz

(Bayram)

 

30. Gün bilmecesi

Hasretlileri Kavuşturur, Dargınları Barıştırır.(Bayram)

 

 

 







Ramazan Duvar Yazısı 













Geçmiş etkinliklerimiz
Ramazan geliyor diye sevinmek iman alametidir.
Kuran'ın Efendimize indirildiği bu mübarek ayın bilincinin iki yıldır Elif Naz'da oluşması içn gayret gösteriyorum .
Bu yıl Duvarımızı süsledik .
Hoşgeldin Ramazan  harflerini  beyaz a4 e çıktı alıp boş olarak verdiğim Şablondan 20 adet renkli a4 lere cıktı alın Hepsini çocugunuz ile birlikte keserek yazılı olan beyaz harfleri renkli şablonlara ortalı olarak yapıştırın süsünüz hazır
                                         




















                                        












 



3 Mart 2022 Perşembe

Oğlum, biz son vagondayız!


 Annesi ve babası, her yıl oğullarını, yazın büyükannesinin yanına gönderirken trende ona eşlik edip bir sonraki gün aynı trenle eve dönerlerdi. Biraz büyüdüğünde çocuk anne ve babasına dedi ki:

-Artık büyüdüm, bu yıl büyükannemin yanına tek başıma gitmeyi denesem, ne dersiniz?

Kısa bir tartışmadan sonra anne ve babası bu konuda fikir birliğine vardılar. İstasyon platformunda ona el sallayıp uğurlarken ve vagonun penceresinden son tembihlerini yaparken çocuk aynı şeyleri tekrarlamaya devam etti:

-Evet , biliyorum, biliyorum, yüzlerce kez söylediniz...!

Tren kalkmak üzereydi ki babası:

-Oğlum olur ya ; kendini rahatsız ve yalnız hissedersen ya da korkarsan bu senin için.! dedi ve oğlunun cebine bir şey koydu.

Ve çocuk artık tek başınaydı, Etrafında yabancı insanlar birbirleriyle itişip kakışıyor, gülüyor, kompartımana girip çıkıyorlardı. 

Kondüktör çocuğun biletine bakarken, yalnız yolculuk yaptığına dair bir yorum yaptı, birisi ona acır gibi baktı. Onu işaret edip fısıldayanlar oldu. Çocuk birden,   kendini çok huzursuz hissetti ve rahatsızlığı her bakışla daha da arttı.


Başını önüne eğdi, koltuğun köşesinde adeta büzüştü ve gözyaşları yanaklarından süzülmeye başladı. İşte o anda babasının cebine bir şey koyduğunu hatırladı. Titreyen elleriyle, el yordamıyla o küçük kâğıt parçasını buldu ve açtı. Kağıtta şunlar yazılıydı:


-Oğlum, biz son vagondayız.


Yazarın notu; Çocukların uçmasına izin vermeliyiz, onlara güvendiğimizi göstermeliyiz ama onlar hayatı göğüsleyene kadar da son vagonda olmalıyız.

17 Ocak 2022 Pazartesi

KOŞMA DÜŞERSİN!





 Küçük çocuklar anne ve babalarının cümlelerine karşı çok duyarlıdır.

Türkçede olumsuz ifade cümleleri -me/ma eki ile belirtilir.

Yani “yapma” kelimesinin içinde “yap” kelimesi de vardır.

Küçük çocuklar için bu ifade bazen kafa karıştırıcı olur, çoğu zaman yapma denilen şeyleri bilerek yaptığını düşünürsünüz.

Özellikle 2-6 yaş arasındaki çocuklara olumsuz cümleleri olumlu şekilde ifade edebilirsiniz.

Örneğin, “Koşma, düşersin.” yerine “Koşarken dikkatli ol, önüne bak.” ya da “Çorabını giymezsen üşürsün” yerine “Çoraplar ayağını sıcak tutar.” demeyi tercih edebilirsiniz.

Olumlu ifadelerin aktardığı şey çocuğunuza neyi yapmayacağını değil neyi yapacağını göstermenizdir.

Olumsuz cümleler ise çoğu zaman otomatik olarak çıkar ve bu ifadeleri değiştirmek için öncelikle farkındalık sonra da pratik gerekir.

Tıpkı yeni bir dil öğrenirken olduğu gibi otomatik cümleleri olumlu ifadelerle değiştirmeye çalışmak bazen zorlayıcı olabilir ancak denedikçe bu konuda geliştiğinizi görürsünüz.

Tevhide Güzel




16 Ocak 2022 Pazar

Soru sorması engellenen çocuklar…

 Geçenlerde metrodaydım.

Durağa yaklaşırken genel anons “Bu durak Üsküdar. Lütfen inenlere öncelik veriniz” gibilerden bir şeyler söyledi.

Anons biter bitmez küçük bir çocuğun sesini duydum; heyecanla annesine soruyordu “Anne, kim konuşuyor?”

Anne bu çocuğa yapılabilecek en kötü şeyi yaptı…

Çocukların soru sorması, yaşamdaki en büyük mucizelerden birini oluşturuyor bence.

Yeryüzündeki bütün çocuklar soru sormak üzere dünyaya geliyor.

Demek ki yaratılışımızda sormak var, demek ki varlığımız için önemli olan davranışlardan biri soru sormak. Dünyaya soru sormak için gelmişiz.

Her kültürde, her çağda, her ortamda çocuklar soru sormuşlar, soruyorlar. Soru sormak üzere programlanmışlar. Her doğana soru sorma yeteneği, davranışı verilmiş.

Allah, doğan kimseyi bundan muaf tutmamış. Merak etmek, sormak, sorgulamak yaratılışımızın temel bir parçası…

Her çocuk konuşmaya öğrenmeye başlayınca soru soruyor:

“Baba bu ne? Anne bu ne? Öğretmenim bu ne?” Zaman biraz ilerleyince de şu sorulara geçiyorlar:

”Neden, Nasıl, Niçin?” Daha sonra da duruma, ortama uygun sorular geliyor: “Anne kim konuşuyor?”

Bu bize neyi gösterir? İnsan ve onunla nasıl ilişki kuracağımıza dair çok önemli ipuçları var bu mucizede:

1. Öncelikle her çocuğun bilmek ve anlamak üzerine yaratıldığını gösterir.

Her çocuk meraklıdır, her çocuk soru sorar –yeter ki engellenmesinler.

2. Çocukların öğrenmeye ve anlamaya açık ve istekli olduklarını gösterir. Yeter ki onlara hazır cevaplar sunulması yerine, onların öğrenmek istediklerine odaklanalım. Böyle bir ortamda onlardaki öğrenme isteği sonsuz olarak devam edecektir.

3. Çocukların içinde yer aldıkları bütünü, büyük resmi görmeyi ve bunula ilgili bir kanıya, bir algıya varmak üzere çabaladıklarını gösterir.

4. Çocuklarla nasıl iletişimkuracağımızı gösterir; onlara hazır cevaplar vermek yerine onların soru sordukları alanlara yönelirsek onlarla daha doğru iletişimler kurabileceğimizi gösterir.


Bir eğitimimde katılımcılara sordu


“Baba bu ne, anne bu ne demeyen bir çocuğa denk geldiniz mi?” diye. Arkasından da devam ettim; “peki sizce niye soruyorlar. Neden her çocuk soru sorar?” katılımcılardan biri gayet ciddi bir biçimde şunu söyledim


“Gıcık etmek için Hocam, gıcık etmek için… Bizim oğlan olur olmaz her yerde soru soruyor yahu, bir huzur vermiyor


Bütün sorular anlama, öğrenme, bütünlüğün farkına varma çabasıdır. “Öff çok soru sorma, şimdi seninle meşgul olamam” türü cevaplar, aslında çocuğa “öğrenmeye, anlamaya çabalama, benim buna vaktim yok, bu çaban önemli değil” mesajı verir..”

Bunun sık sık yapıldığı ortamlarda, ailelerde, okullarda, toplumlarda insanlar öğrenmeyen, merak etmeyen kişiler olurlar. O toplumda bilim ve teknoloji gelişmez.


O metroda anne “kim konuşuyor?” sorusunu soran çocuğa yapılabilecek en kötü şeyi yaptı. Bu ne olabilir, diye katılımcılara sorarım; genellikle “sus demiştir”, “sana ne demiştir”, “önüne bak şimdi inerken bir tarafa çarpacaksın” demiştir gibi cevaplar alıyorum.


Hiçbiri değil, anne çocukla hiç ilgilenmedi, sanki sağır biriymiş gibi kapıya bakar vaziyette duruyordu.


Metro durağa yanaşınca da elini tutmakta olan çocuğa “yürü hadi iniyoruz” diyerek uzaklaştılar.

Arkalarından takip ettim. Anne hiç konuşmuyordu. Çocuk da artık sorusunu sormuyordu.


Annenin şunu yaptığını düşünelim; büyük bir ciddiyet ile o soruya cevap verse:


– Aferin kızıma, böyle şeyleri merak etmen ne güzel. Şimdi, bu metrolara bazen yabancılar, İstanbul’u tanımayanlar binebiliyor.


O nedenle yanaşmadan önce durakların adlarını söylüyorlar ki yolcular inecekleri durakları kaçırmasınlar. Bunun için her durağın adını bir teybe kaydediyorlar. Durağa yanaşırken de o teyp otomatik olarak devreye giriyor ve duyduğun anonsu yapıyor.

– Anne anons ne?


– Anons, bir şeyin duyurulması demek. O duyduğun abla, bize yaklaşacağımız durağın adını duyuruyor. Hani bazen bankaya gidiyoruz ya, orada sıra numarası alıyoruz.


Sıra bize geldiğinde bizim rakamımızı gösteren tabelalar var ya, mesela o da sıra numaralarını anons eden, bize duyuran bir tabela. Metroda sesli anons var, önceden teybe kaydetmişler, bankada yazılı anons var.

– Teyip ne anne?


– Teyip değil, kızım teyp. Söyle bakayım


– Teyp


– Aferin. Teyp; ses kaydı yapabilen bir alet. Bir mikrofonu var. Bir de bandı var. Hani geçen gün elin yaralandığında bir bant yapıştırmıştık ya. Onun gibi bir şey düşün.

Ama çok uzun ve üzerine sesler kaydedilebiliyor. Sonradan da o sesleri istersen dinleyebilirsin, böyle metroda olduğu gibi, başkalarına da dinletebilirsin.


Bizim çocukluğumuzda sadece bantlara ses kaydedebilirdin. Evde var, bana hatırlat eve dönünce sana göstereceğim. Şimdi elektronik ortamlara kaydedebiliyorsun.

Mesela benim cep telefonumda ses kayıt özelliği var. Şimdi halanlara gidince onun sesini kaydedelim, sonra da dinleyelim. Ses kaydetme denemesini yapalım olur mu?


Bazen katılımcılar şunu soruyorlar, “Ama Hocam her zaman buna vakit olmuyor, öyle önemli bir şey oluyor ki, onunla ilgilenmen gerekiyor. Hep böyle vakit ayıramıyorsun ki. Ne yapacağız?” Şunları yapacağız:

1. Gerçekten çok önemli mi bu yaptığım şey? Çocuğumdan, onun öğrenmesinden, gelişmesinden daha mı önemli sorusunu kendimize soracağız.


Benim gözlemlerim çoğu kez televizyondaki bir dizinin, maçın vs. çocuklardan daha önemli bulunduğu, bu türden aslında önemsiz şeyler uğruna çocukların soru sorma girişiminin engellendiği yönünde.


2. Eğer gerçekten de çok önemli bir şeyle uğraşmak durumundaysam, yapılacak şey basit: Bunu çocuğa anlatacağız.

Örneğin şöyle diyebiliriz:

 Aferin kızım ne güzel sorular soruyorsun. Soru sorman çok hoşuma gidiyor. Yalnız şimdi görüyorsun halan ile konuşuyoruz. Bu konumuz da çok önemli. Gel şimdi bizi dinle. Halan ile konuşmamız bittiğinde senin bu soruna cevap bulacağız.

Ve bunu gerçekten de yerine getirelim. Yani halamızla konuşmamız sona erdiğinde, gerçekten de ona dönüp; “hadi bakalım şimdi bir daha sor, neydi soru?” diyelim.

Gerçekten eve gittiğimizde çocukluğumuzdaki teyp bantlarını bulup ona gösterelim.

Soru sormasına izin verilen çocukların ve insanların olduğu ortamlarda; öğrenme ve merak gelişir. Ayrıca bu ortamlarda yer alan çocuklar ve insanlar; kendilerini değerli, önemli hissederler.


Soruları cevaplanan çocuklar ve insanlar, dinlemeyi de öğrenirler.


Nurdoğan Arkış

2024 RAMAZAN

  , RAMAZAN BANNER FLAMA